Gölge Benliklerimiz

Toplum içinde görünmek istediğimiz gibi mi yoksa kendi özümüze uygun olarak mı yaşıyoruz? 

Aile ve çevreden aktarılan kayıtların etkisi altında yaşıyor ve davranışlarımızı bu kayıtlar ile mi şekillendiriyoruz yoksa düşüncelerimizi kontrol ederek davranışlarımızı planlayabiliyor muyuz?

Kişiliğimiz baskı altında ve toplum tarafından mı şekillendiriliyor yoksa tam bir ahenk içinde ve dengede miyiz?

Jung kişiliğin karanlık, hayvansı yönüne "gölge" der. Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olmak gölgelerimiz üzerinde çalışmak ve gölgelerle barışarak yaşamayı öğrenmek ile mümkündür. 

Ruhumuz; tertemiz, sonsuz, sınırsız ve saftır. Kalp sesimizi duyarak ruhumuzun rehberliğinde ilerlediğimizde hayat kolaylıkla akar. Eğer hayatımızda çok fazla zorluk yaşıyorsak gölge benliklerimiz ile yüzleşmeliyiz. Bunu başaramadığımızda zihnimizin karanlık dehlizlerinde kaybolmaya ve sınırlı bir hayat yaşamaya başlarız.

Paulo Coelho Simyacı Kitabında: "Kendi yüreğini dinle. Yüreğin her şeyi bilir çünkü evrenin ruhundan gelmektedir ve bir gün oraya geri dönecektir" der.

Kendi potansiyelimizin farkında olmak ve potansiyelimizi en doğru şekilde kullanabilmek için sadece bedenden ibaret olmadığımızı yaşamın sadece dünya hayatı ile sınırlı olmadığını anlamak zorundayız. Bunu idrak ettiğimizde, ruhumuzla derin bir bağlantı kurmayı başardığımızda hayat ahenkle akmaya başlar. Hem bu dünyayı hem ahireti kazananlardan oluruz. 

"İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!"(Kıyame, 75/36) ayetini ne zaman okusam içim titrer, yalnız olmadığımı her an korunduğumu ve yönlendirildiğimi hissederim. Hiç birimiz yalnız değiliz, korunuyor ve güvendeyiz...Yüce kitabımız Kur'an'ı Kerim günümüze ışık tutar. Bizden önceki nesillerin ve peygamberlerin başına gelenler bize hikaye anlatmak için değil olaylar karşısında takındıkları tavrı anlamamız içindir ve bize nasıl dua edeceğimiz konusunda da rehberlik eder. 

Hz Adem ve eşi yasak elmayı yiyerek günah işlediklerinde;

"Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmezsen, hiç şüphesiz kaybedenlerden olacağız!" (Araf, 7/21) diye dua ederler. Hz Nuh ise;

"Ben yenik düştüm, bana yardım et!"(Kamer, 54/10) diyerek tövbe eder.