Kayıtlar

Temmuz, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kader

Resim
İnsanların, toplumların ve Dünya'nın kaderi ana hatları ile bellidir. İnsan belli ölçüler içinde seçme hakkına ve irade gücü ile negatif tesirlerden kurtulabilme yetisine sahiptir. Ancak bu seçme özgürlüğünün büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirdiğini unutmayalım.  Yanlış seçimler kişiyi alt düzey titreşimlere uyumlar. Hayata aynı frekansta başlayan bir çok kişinin yolları bu yüzden ayrılır. Farkındalıklı hareket edemeyenler ne yazık ki ağır bir titreşim düzeyinde, zor bir hayatın içinde sıkışıp kalırlar. Oysa enerjisini doğru kullanabilenler ve yaşamın anlamını kavrayanlar için yaşarken cenneti deneyimlemek mümkündür.  Dünyaya doğmadan önce deneyimlememiz gereken bir hayat planı hazırladık. Bu yüzden karşılaştığımız insanlar ve olaylar hayatımıza ruhsal ihtiyaçlarımız doğrultusunda girerler. Yaşadığımız her deneyim bizim gelişebilmemiz içindir. İyi bir kılıç yapmanın formülü demirin iyice dövülmesidir. Bu yüzden acı verici görünen bir çok deneyim yüksek benliğimize hizm...

Manyetik Alanımız (Auramız)

Resim
Kur'an'ı Kerim'de "Kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa" der. Ayette manyetik alanımız olan auramızdan mı bahsediliyor? Çekim yasasına göre; manyetik alanımızın yaydığı enerji bir mıknatıs gibi benzer enerjileri çeker. Aura adı verilen manyetik alanımız için enerjik kimliğimiz de diyebiliriz. Yüksek titreşimli; sevgi, empati, huzur, adalet, doğruluk gibi duygulara sahip olmak auramızı olumlu etkiler ve bizi cennetle uyumlar. Kıskançlık, kin, öfke, nefret, düşmanlık gibi düşük titreşimli duygular içinde olduğumuzda ise; Kur'an'ı Kerim'de dile getirildiği gibi işlediğimiz kötülük bizi çepeçevre kuşatır! Yani manyetik alanımız; düşünce duygu ve davranışlarımıza göre şekillenir ve titreşimimiz düştükçe cehennem bilinci açığa çıkar!  Auramızın rengi günümüzde ölçülebiliyor. Cennet bilincinde yaşamanın dışarı yansıması olan nurlanmak; sevgi ile ışıldayan auramızın gözle görülebilir hale gelmesidir.  

Saf Potansiyelite Yasası

Resim
Doğada vakit geçirdiğimizde çevremizdeki her şeyin birbiri ile olan bağlantısını ve uyumunu hissedebilir ve bizimle olan etkileşimini fark ederiz. Doğadaki bilgeliğin farkına vardığımızda saf potansiyel alanını deneyimlemek kolaylaşır ve varlığımızın özü ile temas kurmaya başlarız. Öz benliğimizin bilgisine ulaştığımızda her şeyin bize hizmet eden deneyimlerden ibaret olduğunu ve iyi veya kötü olmadığını fark ederiz. Tüm olasılıkların ve sonsuz yaratıcılığın alanını fark etmek bizim de saf bilinç olduğumuzu anlamamızı sağlar. Bizler sonsuz olasılıkların, olmuş ve olacak olanların ölçülemez potansiyeliyiz. Kur'an'ı Kerim'de yok olmuş bir çok nesilden bahseder. O nesiller negatif kutba doğru kaydıkları, sevgiden ve Öz'lerinden uzaklaştıkları için kendi sonlarını kendileri hazırladı. Eski tarihi yapılar onların yaşadıkları şaşaa ve görkemin kanıtları olarak duruyor yeryüzünde. Ama o nesiller yok olup gitti. Eski pompei kalıntıları ve taşlaşmış insan görüntüleri, mısır pira...

Denge ve Cennet

Resim
Doğaya çıktığımızda rahatlarız ve içimiz huzurla dolar çünkü doğadaki uyum ve denge bizi sarıp sarmalar. Tüm evren denge üzerine kurulmuştur ve muhteşem bir tasarımdır. Ahenkle akar her şey; gökyüzü, yıldızlar, denizler, ağaçlar, yemyeşil çimenler... Peki ya biz insanlar? Dengede miyiz? Doğa ve evrenle ne kadar uyumluyuz? Kendi alemimizdeki döngülerin ne kadar farkındayız? Farkında mıyız? Sonsuz huzuru yaşamak istiyorsak; dengede olmalı, merkezimizde kalabilmeliyiz...Özümüzde var olan pozitif ve negatif enerjiyi dengeleyerek uyumu ve huzuru yakalamalıyız. İstediklerimiz ve tekâmül yolculuğumuz ile ilgili farkındalık geliştirebilmeliyiz...Düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı gözlemleyerek döngümüzün farkına varabilmeliyiz. Tekamülün hangi aşamasında olduğumuzu görerek kendimizi "oku"malıyız... Dengede olmak, iyi bir insan olmak, insanlara faydalı olmak ve  tüm alem ile uyumlanarak akışta kalabilmek; cennetin anahtarıdır...

Foton Kuşağı

Resim
Foton kuşağındayız...Titreşimimiz arttıkça farkındalığımız artıyor. Sevgiye olan yolculuğumuz hız kazandı...Sezgilerimiz güçlenmeye başladı...Gerçekliğin şifalandıran gücünü hissetmeye başladık... Pozitif enerji öylesine güçlü bir şekilde akıyor ki negatif daha fazla direnemeyecek. Gücümüzü farketmeye, yaşamımızın kontrolünü elimize almaya başladık ve hep birlikte sevgiye doğru evriliyoruz. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim günümüze ışık tutuyor ve Enbiya Suresi 105-106. Ayetlerde müjdeyi veriyor: "Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da, 'Yeryüzü iyi kullarıma kalacaktır' diye yazmıştık." Enfal Suresi 30. Ayet ile koyalım noktayı: "...Onlar tuzak kuruyorlar. Allah'da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır."  

Gölge Benliklerimiz

Resim
Toplum içinde görünmek istediğimiz gibi mi yoksa kendi özümüze uygun olarak mı yaşıyoruz?  Aile ve çevreden aktarılan kayıtların etkisi altında yaşıyor ve davranışlarımızı bu kayıtlar ile mi şekillendiriyoruz yoksa düşüncelerimizi kontrol ederek davranışlarımızı planlayabiliyor muyuz? Kişiliğimiz baskı altında ve toplum tarafından mı şekillendiriliyor yoksa tam bir ahenk içinde ve dengede miyiz? Jung kişiliğin karanlık, hayvansı yönüne "gölge" der. Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olmak gölgelerimiz üzerinde çalışmak ve gölgelerle barışarak yaşamayı öğrenmek ile mümkündür.  Ruhumuz; tertemiz, sonsuz, sınırsız ve saftır. Kalp sesimizi duyarak ruhumuzun rehberliğinde ilerlediğimizde hayat kolaylıkla akar. Eğer hayatımızda çok fazla zorluk yaşıyorsak gölge benliklerimiz ile yüzleşmeliyiz. Bunu başaramadığımızda zihnimizin karanlık dehlizlerinde kaybolmaya ve sınırlı bir hayat yaşamaya başlarız. Paulo Coelho Simyacı Kitabında: "Kendi yüreğini dinle. Yüreğin her şeyi bilir ...

Birey ve Dünya

Resim
Değişim bireyde başlar. Bireyler geliştikçe kültürel değişim gerçekleşir. Kültürel değişim ve gelişim ise küresel değişimi başlatır. Evren kültürle, kültür bireyle gelişir...Dünyayı biz kurtarabiliriz... Işık bilgi taşır ve biz ne kadar çok ışık alırsak o kadar çok bilgi aktarımı olur. O yüzden sabahın şerri gecenin hayrından iyidir deriz. O yüzden sabah erken kalkan insanların nasipli olduğunu söyleriz.  Kültürlerin bireyleri yönlendirdiği bir gerçek ama bireyler kendi özgünlüklerinin farkına varır ve ışığı özümseyerek varoluş sırrı olan sevgiye kavuşursa kültür de küreyi de değiştirir.

Tesadüfler ve Eşzamanlılık

Resim
Yaşadıklarımız, içinde bulunduğumuz olaylar, hayatımızdaki insanlar bizim ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere hayatımızdadır. Ruhumuzun hazırladığı kader planı doğrultusunda gereken dersleri alabilmemiz için bize hizmet ederler. Şimdi bir de bu gözle bakalım hayatımıza. Hangi sonuçları görmeniz gerektiği için hangi sebepleri çekmiş olabileceğimizi gözden geçirelim. Gereken dersi alıp frekansımız değiştiğinde hayatımızdaki kişi ve olaylar da değişir. Frekansımız aynı kaldığında ve ders alınmadığında sürekli tekrarlanan döngüler içinde sıkışıp kalırız.  Hayatımızdaki tüm olay ve kişiler tam da olması gerektiği için ve olması gereken zamanda bizimledir, hiç bir şey tesadüfen gerçekleşmez. Tüm evreni kuşatan evrensel yasalar, evrenin lazeri gibi iş görür ve tesadüf diye bir şey yoktur. Hayat aynamıza baktığımızda gördüklerimizi beğenmiyorsak varlıklarımıza odaklanarak şükretmekle başlayalım. Varlığa odaklanmak ve şükür hali içerisinde olmak hayatımızı olmasını istediğimiz yönde değiştirme...