Filiz Okur Yılmaz

Kainatın tüm bilgisinin kaydedildiği bir arşivden söz edildiğini ve bu kayıtların tutulduğu yere akaşa dendiğini sanırım duydunuz. Hatta bu kayıtlara da akaşik kayıtlar denir. Kâinatın dengesinin sağlandığı bu yerde; ruhsal yaşamımızda karşılaştığımız veya karşılaşacak olduğumuz tüm bilgiler depolanır. Tüm titreşimlerin kayıtları demek mümkün çünkü maddi ve manevi âlemdeki herşey titreşimler sonucu şekilleniyor. Herşey muhteşem bir matematik! Kuran'ı Kerim'de belirtildiği gibi yaşadıklarımız, kendi ellerimizle yapıp ettiklerimizin bir sonucu. Rüyalarımız için buradan aldığımız bilgiler demek mümkün. Duygularımız ve düşüncelerimizin bir titreşimi var ve diğer titreşimlerle etkileşime geçerek akaşik arşivde bir sonuca ulaşıyor. Bu şekilde de kaderimiz şekilleniyor. Her an, her yerde devam eden bu kayıtlar boyutlar arası iletişimi de sağlıyor. Geçmişe ait tüm bilgiler ve gelecekte yaşanacak herşeyin olanak ve olasılıkları burada mevcut. Burası en büyük enerji alanı. Bugün, g...

Bir ağaç kökleri vasıtasıyla nasıl topraktan aldığı mineraller ve su ile besleniyorsa, bizde ayaklarımızla aldığımız enerji ile dünyadaki gerçekliğimizi yaratıyoruz. Ayaklarla ilgili sağlık sorunları yaşıyorsak dünyaya olan bağlığımızı sorgulayalım. Yaşamdan gerektiği kadar zevk alabiliyor muyuz? Dizlerimiz hareketli organlar ve bu hareket  yaşamda ilerleme arzumuzun simgesi. Dizlerimizle ilgili sorun yaşıyorsak yaşamda ilerleme isteğimizin olup olmadığını sorgulamakta fayda var. Gelecek ile ilgili endişelerimiz var mı? Kök Çakra yaşamak için gerekenleri almamızı sağlayan ve canlılığımızı sürdüren bir merkez. Para kazanma konusunda zorlanıyor ve sıkıntı içinde yaşıyorsak kök çakramız iyi çalışmıyor diyebiliriz. Maddi sıkıntılar içinde miyiz? Sakral Çakra yaratıcılığımız, cinsel enerjimiz ve özdeğer duygumuzun beslendiği alan. Düşündüğümüz şeyleri yaratıma geçirebiliyorsak iyi çalışıyor demektir. Kendimizi seviyor ve kendimize saygı duyuyor muyuz? Göbek bölgesi duygusal...

Kalp aynamız sevgi ile  parlarsa ona yansıyan ışığı görmek mümkün olur. Negatif duygulardan arındığımızda kalbimiz temizlenir ve sevgi ile dolmaya, parlamaya başlar. Hedefimiz; evrensel gerçekliğin farkına vararak Yaradan'a ayna olan peygamberlerin sırrına ermek ve bu sırrın kendi kalp aynamıza yansımasını seyretmek olmalıdır. İlahi Hakikat âlimlerin aynasına yansımıştır ancak ilmin ışığı olmadan biz ne bu aynayı, ne de yansıyanı görebiliriz. İlmin rehberliğinde ilerler, bilinç düzeyimizì artırır, anlamaya çalışır ve arınırsak; kalp aynamız sevgi ile parlar ve görünür hale gelir.  Mevlana'nın "Mesnevi" adlı şahaserinde kalp  temizliğinin ne kadar önemli olduğu Çinli ressamlarla Anadolu ressamları arasında geçen sembolik bir hikayede anlatılır.  Hikaye kısaca şöyledir: Çinli ressamlarla Anadolu ressamları kendilerinin daha iyi ressam olduğu konusunda çekişir dururlardı. Bir gün padişah ressamları yarıştırmaya karar verdi. Taraflara birbirine bakan iki sal...

Bilinçaltımızın çizdiği sınırlar içinde yaşıyoruz. Bilinçaltımız yaşadığımız her anı kaydediyor ve bizi korumak amacıyla bize sınırlar çiziyor. O kayıtları gözlemlemek ve kendimizi hangi sınırların içine hapsettiğimizi farketmek gerek. Bilinçaltımız anne karnında şekillenmeye başladığı için, annemizin korku ve kaygıları da ilk kaydedilen bilgiler arasında. Küçük bir gözlemle annemizden gelen korku ve kaygılarımızın farkına varabiliriz. Daha sonra yaşadığımız ev ve çevremizden gelen tüm bildirimler bilinçaltımıza kaydediliyor. Tüm bu kayıtlar doğrultusunda da sınırlarımız belirleniyor. "Doğduğun Ev Kaderindir" diye bir dizi başladı, bilmem izliyor musunuz? Bu dizide tam da bu konuya vurgu yapılıyor. Dizide genç kadın doğduğu evin frekansı ile uyumlu bir eş seçiyor kendisine. Çünkü bilinçaltımız tanıdığımız duygu ve ortamlar içinde kendini güvende hissediyor. Benzer benzeri çekiyor. Peki bu kodlardan kurtulabilmek mümkün mü? Frekansımızı olabildiğince yükseltip bilinçal...

İnsan'ın anne karnındaki gelişimi bir mucize. Sihirli bir şekilde tek bir hücrenin milyonlarca hücreye dönüşerek bir bebek oluşturması sonucu doğuyor ve yaşama başlıyoruz. Ortalama 3.5 kg ağırlığında ve 45 cm. boyunda başladığımız yaşam yolculuğumuz anne sütünün besleyiciliği ile devam ediyor. Bir yaşına kadar anne sütü ile beslenen bebekler daha çok büyüyormuş. Anne, sütünü vücudunu parçalayarak üretiyormuş. Anne sütünde protein, yağ, şeker ve hazmedilemeyen komleks şeker moleküleri mevcutmuş. Bu şeker moleküllerinin bebek için gereksiz olduğu düşünülürken bir bakteriyi beslediği, bu bakteri sayesinde bebeğin bağırsağının kaplandığı ve bağışıklığının arttığı farkedilmiş. Mucizeler her yerde, görebilen gözlerle bakmak yeterli😍

Koca bir çınarın gövdesine yaslanmak, gölgesinde yaşlanmak gibidir mutlu birliktelik. Sonsuz güven duymak, her ihtiyacın olduğunda yanında olacağına inanmaktır mutlu birliktelik. Yaşamın getireceği hasarları el ele, göz göze, diz dize onarmak, acıyı da sevinci de paylaşmaktır mutlu birliktelik. Canına can katmak, iki iken bir olmak ve sana uzatılan eli sıkı sıkı tutmaktır mutlu birliktelik. Sevgiyi her geçen gün büyütmek, güzel anlar, güzel anılar biriktirmektir mutlu birliktelik.